Kitap Yorumları
Kayıp İtfaiye Arabası/Maj Sjöwall-Per Wahlöö
Keyifliydi...(Fenerbahçem çıldırtıryor beni, yorum yazamıyorum)
Kırmızı Pazartesi - G. G. Marquez
Kitapta yer alan "Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım!" sözü kitabı özetliyor. Yüzyıllık Yalnızlık'tan sonra bu kitap beni hiç etkileyemedi. Bunun için Yüzyıllık Yalnızlık'tan önce Kırmızı Pazartesi kitabını okuyun derim
Katil Orospular- Roberto Bolano
Klasik Bolano tarzı, sebepsiz hayal kırıklıkları, ağlamalar, sayısız isim yumağı, kimi zaman arada arda sıralanmış kısacık cümleler, kimi zamansa hiç bitmeyecek kadar uzun gözüken cümleler. Ama her cümleye sinmiş şiirsel estetik apaçık.
Mesela şöyle diyor Bolano: "Kadınlar katil orospulardır, Max, hasta bir ağaçtan ufku seyreden soğuktan donmuş maymunlardır." ya da " Seni bitirmek için gelmedim, dedim. O zamanlar, henüz hala gençken öldürmek sözcüğünü kullanmıyordum. Hiç öldürmüyordum: Biletini eline veriyordum, siliyordum, çiviliyordum, dağıtıyordum, etkisiz hale getiriyordum, gülümsemesini dolduruyordum, arşivliyordum. Kusuyordum. Yakıyordum. Ama Pajarito'yu yakmadım."
Nasıl bir adm olduğunu merak edenler şu söyleşiyi okuyabilir. Mükemmeldir. Pişman olmazsınız. http://www.notosoloji.com/roberto-bolano-latin-amerika-edebiyatinin-dahi-cocugu-2/
Kırmızı Pazartesi'yi okuyalı 16-17 sene olmuştur, iz bırakan bir kitap olmuştur bende...Anlattığından ziyade anlatış şekline bayılmıştım. Faulkner'in Döşeğimde Ölürken'inde de bu anlatım tekniği kullanılır...Anlatanlar sürekli değişir, sürekli değişik ağızlardan dinler, onların gözüyle görürüz olanı biteni...Ben severim bu kitabı:)
Kayıp İtfaiye Arabası/Maj Sjöwall-Per Wahlöö
Per Wahlöö şöyle demiş; "Cinayet romanını ahlaken tartışmalı ve ideoloji yoksunu, burjuva türü bir sosyal devlet anlayışının karnını yaran bir neşter gibi kullandık.”
1967'de yayınlanan bu romanda da neşter ustaca kullanılıyor; Ahlaki yozlaşmışlıklar, bürokratik hantallık, bezgin ve yılgın polisler, aylarca süren soruşturmalar...
@barbaros hasta bir fenerli olarak seneyi sheadddy wessa ben sen yada kim gelirse bi u kitap fenermaçı buluşması yapmak güzel olurdu ama kısmet olursa :) en azından hayali güzel geliyor:) ( fener bahçem sözüne ithafen yazılmıştır)
Gölge Adam - Cody McFadyen
Smoky Barret isimli özel ajanın etrafında gelişen muhteşem bir olay kurgusu olan bir kitap
Olayları Smoky karakterinin kendi anlatımı şeklinde yazılmış olması ve kendi düşüncelerini sürekli uzun uzun araya sokması biraz uzatsa da, katili daha en başlarda tahmin etseniz de kendini okutabiliyor.
Hem de heyecanla :)
Puan olarak 8/10
Borges’in Evinde/Alberto Manguel
Okuma’nın Tarihi, Hayali Yerler Sözlüğü, Geceleyin Kütüphane gibi önemli kitapların yazarı Alberto Manguel, genç bir delikanlıyken 1964’ten 1968’e dek Buenos Aires’teki evinde kör Borges’e kitap okuyan o talihli şahıslardandır. Bu kısacık anlatıda da o günlere ait hatıralarından damıttığı imgeleri ve cümleleri aktarır bize…
Kitaba dair kanaat vermesi ümidiyle ilginç bularak seçtiğim kısımları paylaşmak istiyorum;
- Borges, ziyaretçilerine Kipling’in kütüphanesinde (Borges görmüştü bu kütüphaneyi) garip bir şekilde daha çok edebiyatdışı kitapların bulunduğunu, Asya ve özellikle Hindistan ile ilgili tarih ve gezi kitaplarının yer aldığını anlatırdı. Kipling’in başka şair ve yazarların yapıtlarına gereksinim duymadığı, kendi yazdıklarının ona yettiği sonucunu çıkarmıştı Borges. Onun içinse durum tam tersiydi: kendini her şeyden önce bir okur olarak görüyordu ve çevresinde de bulunmasını istediği şey, başkalarının kitaplarıydı.
- Kütüphanesi (her okuyucu gibi onun da kütüphanesi, aynı zamanda otobiyografisiydi), olasılık yasalarına ve anarşinin kurallarına olan inancını yansıtıyordu. “Ben zevk peşinde koşan bir okuyucuyum: kitap almak kadar şahsi ve muhterem bir konuda, görev duygumun işe karışmasına hiçbir zaman izin vermedim.”
- Foucault ve Steiner’den Godard ve Eco’ya, en anonim okuyucusuna kadar hepimiz, Borges’in uçsuz bucaksız yazınsal belleiğinin mirasçısıyız.
- Dedektif romanlarına bayılırdı. Onların formüllerinde, kurmaca yazarının kendi sınırlarını belirleme, sözcüklerin ve onlarla kurulan imgelerin verimliliğine yoğunlaşma olanağı sağlayan ideal anlatı yapıları buluyordu. Önemli ayrıntılar hoşuna gidiyordu. Bir keresinde, Scherlock Holmes’un Kırmızı Saçlılar Birliği’ni okuduğumuz sırada, dedektif hikayelerinin, Aristo’nun yazınsal yapıt fikrine diğer tüm türlerden daha yakın olduğunu söyledi.
- Bu yüzyılda, Gabriel Garcia Marquez’den Julio Cortazar’a, Carlos Fuentes’ten Severo Sarduy’a kadar, İspanyolcadaki önemli yazarların hemen hepsi, Borges’e olan borcunu dile getirdi; Borges’in yazınsal sesi genç kuşakların yazılarında da öylesine güçlü bir yankı buldu ki, Arjantin’li romancı Manuel Mujica Lainez aşağıdaki dörtlüğü yazdı:
Genç Şaire: Boşver, ilerleyeceğim diye,
Heveslere kaptırma kendini,
Denizler kadar yazsan bile,
Borges çoktan yazmıştır hepsini.
Borges’in üslubuna ve imge evrenine dair ipuçları veren ve de enteresan anekdotlar ve fotoğraflar barındıran bu anlatıyı Borges severlere tavsiye ederim.
@barbaros güzel bir anlatı olmuş dostum.Anekdotlar da önemli nokta atışları var elbette.Eline sağlık.Ancak kitap tükenmiş maalesef.Sahaflardan bulabilirsek artık diyerek listemize ekleyelim bu kitabı da...
@Jivago; ben de sağolsun @laplace1234 haberdar etti de sahaf sitesinden uygun bir fiyata denk getirdim:) Hayli keyifli kısacık bir anlatı...Örneğin; Borges'in Mario Vargas Llosa'ya attığı bir fırçayı aktarıyor ki...:)
Kaplan! Kaplan!'ın son birkaç bölümünü bırakıp o arada 2 ufak kitap bitirdim. Şimdi dönüp eseri bitirdim de sanırım okuduğum en iyi Bilimkurgu romanıydı.
gecenin öpücüğü :)
@TheWalkingIdeas ve @nazmiye kitaplardan biraz bahsetseniz, sadece isim verip kaçmasanız (:
Misal, Kaplan! Kaplan! niçin okuduğunuz en güzel BK romanı @TheWalkingIdeas, onu bu mertebeye yükslten şeyler neler? @nazmiye kitap isminden sonra gelen gülücüğün [(:] sebebi nedir?
(:
@FallenAngel babam bu kadar güzel pasta yapmayı nereden öğrendi?
ayrıca katılıyorum kendisine
@FallenAngel bugün vaktim yoktu, inceleme yazınca atarım
Benitor Cereno --- Herman Melville
Meşhur Moby Dick-Beyaz Balina olarak da bilinen- kitabının yazarı Herman Melville'in bu kısa öyküsü konu olarak basit ancak kişilerin değerlendirilmesi ve kafa yapısında olayların değişimiyle gelişen yargılamaların aktarımı açısından doyurucu.Konusu : zenci köleler tarafından isyan çıkarılarak ele geçirilen geminin mağlup ve zihinsel olarak gel-gitler yaşayan kaptanı Benito Cereno ve bu gemiye yardım etmeye -daha doğru kaptan Cereno'ya yardım etmeye olmalı- kaptan Amasa Delano.Tüm anlatımlar Kaptan Delano'nun ağzından yansıtılır.Sanki olaylar onun gözlüğünden ve beyinsel işleyişinden süzülerek bize sunulur.Ancak bir sayfa sonra işlerin öyle olmadığı anlaşılır.Kitap öykü olarak kısa ve tatminkar ancak sonuç sürpriz olsa da doyurucu olmuyor.Lale Eren'in çevirisi akıcı ve pürüzsüz.Melville severler Dedalus Yayınları tarafından basılan bu kitabı okuyabilirler.Ancak denizciliğe ilgi duymayanlar okumazlarsa da büyük kayıp yaşadıklarını düşünmesinler.
@Jivago Katip Bartebly kitabını çok beğenmiştim, anlattığınıdan anladığıma görı benitor cereno da aynı tarz sanırım. Listeme aldım teşekkürler
Tılsım-Roberto Bolano
Roberto Bolano merak ettiğim bir yazardı.Elimde 2666 kitabı vardı ama yazım dilini bilmeden başlamayım dedim o kalın kitaptan korktum:))Tılsım kitabı geçti elime bir deneyim dedim:))Latin Amerikanın önde gelen yazarı olmasının bir sebebi varmış meğerse.1968 de Meksikada meydana gelen öğrenci katliamından ve tek kurtulan kişiden bahseder kitap.Bir tuvalette saklanarak hayatta kalır.Gerçek bir olayı kurgulaştırıp acaba kurgu nerede devreye giriyor diyerek araştırma ihtiyacı hissettiğim bir kitap oldu Tılsım.
Notum 9/10
Kalemini beğenmiş olup en kısa zamanda 2666 ya da sıcak bakacağım:))Herkese keyifli okumalar:)
Az önce yazdığım o uzun mesajı tazmanya canavarı mı yedi? Ayy ağlayacağım
Timothy Archer-Philip K.Dick
Okuduğum 5.PKD kitabı olur kendisi ama öncekilerden çok farklı:))Psikopos Timothy olunca teoloji üzerine olduğu su götürmezdi ama işin içine psikoloji,felsefe,eski yazma eserler,John Lennon ve arabalar da girince nereye gidiyoruz dedim:))Ben farklı bir gezegen falan bekliyordum başka bir yer çıktı dünya üzerinde:)
Müthiş bir zeka ürünü olan kitap biraz ağır geldi bana ama Pkd olunca okuttu ve 2 günde bitti.
Baskı hataları kelime,cümle olarak çok fazla olmasa da Bazı sayfaların yarıdan sonrasında geçerli punto küçülmesi,yabancı kelime fazlalığı olması okumayı yine de güçleştirmiyor.
Bir sonraki PKD kitabında görüşmek üzere.Keyifli okumalar
Notum 9/10