Kitap Yorumları
@muhibey, @barbaros: Ben okuduğum kitaplar hakkında Kayıp Rıhtım'da yazarım genelde. O halde bundan sonra buraya da koyayım.
Körler Ülkesi - H.G. Wells
Kolektif Kitap'ın yaptığı bu sürpriz bir Wells okuru olarak beni heyecanlandırmaya yetmişti. Vakit kaybetmeden kitabı aldım ve okudum.
Körler Ülkesi, Wells'in kısa bir öyküsü aslında. Hatta Türkiye'de bu ilk yayımlanışı da değil. Yıllar önce İthaki Yayınları'ndan çıkan ve usta Wells'in 21 adet öyküsünü içeren Kızıl Oda ve Diğer Öyküler adlı kitapta, Körler Ülkesi de yer almaktaydı. Ama okumamıştım, Kolektif aracılığıyla okudum, hem de çizimlerle birlikte.
Evet, kitapta bolca çizim yer alıyor. 34 sayfalık öyküye, 30 sayfa resim eşlik ediyor. Resimlerin çizeri ise Elena Ferrandiz. Ne yalan söyleyeyim, ben İspanyol sanatçının bu -yayınevinin deyimiyle- "muhteşem" çizimlerini beğenmedim. Çok da alışık olmadığım bir tarzda çizilmişlerdi. Sanatçının kesinlikle daha iyi çizimleri vardır ama kişisel fikrim hoş olmadığını söylüyor. Daha belirgin olabilirlerdi.
Öyküyü değerlendirecek olursam;
Adından da anlaşılacağı üzere, Körler Ülkesi'nde geçiyor öykü. Ekvador'daki And Dağları'nın düzlüklerinde yer alan bir ovada yaşayan insanların tamamı, görmenin ne demek olduğundan habersiz, kör bir şekilde doğup, o şekilde yaşamlarını idame ettiriyorlardır.
Bir yanardağ patlamasının ardından, zamanında İspanyol zulmünden kaçıp buraya sığınan insanların, dünyanın geri kalanıyla ilişkileri kesilmiştir ve Körler Ülkesi, sadece oraya gidip de geri dönmeyi başaranların anlattıklarıyla var olmayı sürdürmektedir.
Günün birinde, elim bir kaza sebebiyle yolu Körler Ülkesi'ne düşen Nunez adlı dağcı, bu kör insanların arasında bir hayli zaman geçirir. Varını yoğunu harcayarak onlara kendisinin görebildiğini anlatmaya çalışsa da, köylüler onun delirdiğini düşünürler ve sözlerine kulak asmazlar.
Kitabı okumaya devam ederken finali ile ilgili bir tahminde bulundum ama tahminim tutmadı. Eğer Wells öyküsünü benim düşlediğim şekilde sonlandırsaydı, o zaman çok etkileyici bir hikaye olduğunu söyleyebilirdim. Kabataslak belirtecek olursam, Wells öyküsünü biraz daha "umutlu" bir şekilde bitirmiş. Oysa ki umutsuz öyküler beni daha çok etkiler.
Yine de çok sevdim ben bu öyküyü. Ağzıma bir parmak bal çalınmış gibi oldu. Kısa süre önce de Kızıl Oda ve Diğer Öyküler'i kitaplığıma katmışken, H.G. Wells'in diğer öykülerini de okuma isteği doğdu içimde. Hiç kuşkusuz büyük bir usta Wells. Nabokov ve Borges gibi iki edebiyat pirinin kapak arkasındaki yorumları da iştahınıza iştah katacaktır.
Kaçırmayınız derim. Bir an önce okuyunuz.
@DenaroForbin aldığın karardan dolayı teşekkür ederim.Yorum yazın da oldukça iştah kabartıcı.Ben de Wells'in Zaman Makinesi ve Efendi Uyanıyor(edebiyat tarihinin ilk distopyası) kitapları vardı.Henüz okuma sırası gelmese de.Ancak ön sıralarda yerlerini aldılar sayende.Kolektif kitaptan Körler Ülkesini de listeme ekledim.
Wells'in tüm kitaplarını dizdim kütüphaneye de halen okuyacağım:) Kızıl Oda ve Diğer Hikayeler adlı kitapta bu Körler Ülkesi de varmış, @muhibey söylemişti bana...@DenaroForbin'in bu paylaşımı da şevklendirdi, okuyalım, kitap yüklü eşek olmayalım:)
Yarın Muhittin abiyle buluşacağız, ondan da bir yorum alırım:)
Wells in Zaman Makinesi, gelecekte en uzağa gitme rekorunu elinde bulunduran kitap sanırım. Kitabın kahramanı, makinesiyle 802701 yılına gidiyor çünkü.
@barbaros ve muhibey, Üsküdar da sonra bir buluşmanız daha olursa katılmak isterim.
@thyructus, yarın öğlen bekleriz:)
Muhittin abinin gizli sahaflarını keşfedeceğim:)
eşimle beraber şifayı kaptık biraz . o yüzden bu seferkine katılamayacağım maalesef.
Geçmiş olsun...Kısmet diğer buluşmalara:)
kısmet diyelim :)
@DenaroForbin Körler Ülkesi isimli Öyküyü okumamıza vesile olduğunuz çok teşekkürler. Siz burada yazmasaydınız Kızıl Oda isimli kitap, kitaplığımda daha epeyce beklerdi. Bu hikayeyi ve diğerlerini ben de çok beğendim.
@Jivago, @barbaros, @muhibey: Rica ederim. Yorumum sizlere yardımcı olduysa bu beni mutlu eder. :)
Bundan sonra kitap yorumlarımı buraya da kopyalarım. Spoiler olup olmadığı konusunda da baştan uyarırım ve okumak isteyen okur.
Orhan Kahyaoğlu - Pink Floyd
Rock kültürünün ve Pink Floyd'un tarihi, alt kültürleri, düşünüş biçimleri, etkilendikleri ve etkilendikleri düşünceler üzerine güzel bir çalışma.
@TheWalkingIdeas peki kitabı nasıl buldunuz? Özellikle grubun kuruluşundan başlayıp da dağılışına kadar geçen süreci, çalışmalarını ve bu süreçteki motivasyonlarını anlatan bir kitap arıyorum ne zamandır. Özellikle Syd sonrası değişim ve Waters ve Gilmour'un o şakıları nasıl yazdıkları merak ettiğim bir konu :D
@FallenAngel Kitabı çok beğendim. İlk 55sayfa bu müziğin kökeninden başlıyor, sonra grubun kuruluşu, Syd'in ve Waters'ın gruba kattıkları ön planda olacak şekilde anlatılıyor, hangi alt kültürlerden beslendikleri ve besledikleri anlatılıyor. Ben David Gilmour'u acayip severim fakat kitapta pek yer almıyor. 55. sayfadan sonrası şarkı sözleri çevirisi, belki şimdi bize önemsiz geliyor fakat internetin olmadığı bir dönemde çok çok önemliydi.
Ayrıca kitabı aldığım sahaf, Beyaz Yayınları'ndan çıkan "Pink Floyd ve Monarşinin Globalleşmesi" isimli kitabı önerdi. Bu kitapta çok daha detaylı anlatılıyormuş ki zaten oldukça kalın bir kitap 650 sayfa kadar.
En Son Kale - Jack Vance
1966 yılında yazılmış ve Hugo ile Nebula ödllüeri almış bir Bilimkurgu hikayesi En Son Kale...
******************************
Kitabın Konusu:
Dünya üzerinde yüksek teknolojiye sahip az miktarda kale vardır ve insanların büyük bir kısım da bu kalelerde yaşamaktadır. Göçebelerin ve kale yaşamını reddetmiş kefaretçilerin aksıne kale insanları estetik, gösteriş ve görgüye önem vermiş aristokrat Bay ve Bayan'lardır ve hepsinin bilim, teknik ya da sosyoloji gibi alanlarda teorik uzamanlıkları vardır. Kendilerini diğer ırklardan ve kalede yaşamayan diğer insanlardan üstün görürler. Diğer ırkları ise köleleştirerek onlara kale içerisinde "daha güzel ve üstün bir yaşam" fırsatı sunmuşlardır.
Tüm bu sistem düzenli bir şekilde işlerken, ya da kale insanları düzenli işlediğini düşünüyorken, tüm angarya işlerin yaptırıldığı Mek'ler isyan ederler.
Kale insanları ise ne teorik uzman oldukları alanda uygulama yapacak bilgiye sahiptirler, ne de bu bilgilerini kullanarak "angarya" iş yapacak kadar onursuz.
Ve kaleler teker teker düşmeye başlar...
******************************
Kişisel Yorum:
Vance bu kitapla basit ama etkili bir aristokrasi eleştiris yapmış 1966 yılında. Belirli bir aileye mensup olmanın yüksek bir aristokrat olmak için gerekli ve yeterli olduğu, buna ahip olmayan yada bunu reddedenlerin ise küçük görüldüğü ve her ırkın gücü ve yeteneği çerçevesinde "üstün" sayıldığı bir dünya kurgulanmış. Öyle ki Mek'ler en basit ırk olarak görülüyor ve hememn hemen tüm işler onlara yaptıılıyor. Bay ve Bayan'lar teknik uzamanlıkları çerçevesinde Mek'lere iş buyurmak dışında kalan zamanlarını eğlence ve gösterişe ayırıyor. Kuş'lar ise kale insanlarına hizmet etmelerine rağmen gezegen üzerinde uçma yeteneğine sahip tek varlık olmaları sayesinde geveze ve herkese/herşeye laf atma hakkına sahip olmuş oluyorlar.
Bu tür bir aristokrasi yapısında en alttaki elemanın çekilmesi durumunda neler olacağı güzel bir fille anlatılmış.
@TheWalkingIdeas açıklamaların için sağol (: O kitap gözüme çarpıyordu hep. İlk fırsatta alıp okuyacağım.
@FallenAngel Rica ederim :) Bu ara müzik kitapları toplamaya başladım, çok güzel bir uğraş açıkçası.
@TheWalkingIdeas ben son 5-6 yıldır müzik olarak daha yumuşak ve zegisel gruplara kaydım (: Pink Floyd 7-8 yıldır dinlediğim ancak son 4-5 yılda iyiece yüklendiğim bir gruptu.
Bi süredir de bir pikap alıp pilak toplamak gibi bir plan yapıyorum. Ancak plak olarak 90 ve öncesi yıllarda basılmış plakları istiyorum (yeni basılanlar kötü bariz şekilde). Hal böyle olunca da plan başı 100-150 TL gibi bir maliyet çıkıyor.
Hel bi evlilik badiresini atlatayım, plak işine ağırlık vereceğim :D