Mevlana'da Aşk Sırrı ve Nihai Bütünleşme

- Yazar
- Melahat Ürkmez
- Yayınevi
- Palet Yayınları
- Dil
- Türkçe
- Sayfa s.
- 141
Hz. Mevlana'daki ayrıcalık, ilahi bir aşk fırtınasıdır. Sözlerin ifadesiz, kelimelerin kifayetsiz kaldığı coşkun bir aşk lezzeti... Göz, kalp, ruh ve beyin arasında gidip gelen, anlatılamayan gizemli bir bağ... Kimi insan hisseder, kimisi hiç anlamaz. Kısmen hissedenler bu bağı tanımlamaya çalışmışlar ama hiçbiri sınırlı düşünce sistemiyle anlatamamış. Bütünüyle dile getirilemeyen o bağı tam olarak, ne felsefe ne akıl açıklayabilmiş. Anlatabildiğimiz tek şey, tanımlamaların bizi yönelttiği yoldur. Mistik bir yol... gönül yolu... içimizde kaynamalar başlatan, yolumuzu aydınlatan ışıklanma yolu... Mevlana'da aşk boyutunun altını olabildiğince koyu çizmek gerekir. Beyitlerinde sık sık geçen "Ey!" çağrısı kıtaları aşmıştır ve yine "Ey!" çağrısında o kadar çok aşk vardır ki, bütünüyle evrenseldir. "Gel" derken bile dünyaya kucağını açması aşk boyutuyla, evrensel bir sorumlulukla yüklüdür. Sanki, Hz. Muhammed'in veda Hutbesi'ndeki vasiyetin sorumluluğunu yüklenmiş, o halet-i ruhiye kendisine intikal etmiştir. Veda Hutbesi'ndeki, "Burada bulunanlar, bulunmayanlara iletsin" kutlu sözü, Arabistan'dan Çin hudutlarına kadar ulaşmıştır. Mevlana ve diğer gönül insanları (Yunus Emre, Ahmet Yesevi...) Sahabe-i Kiram'dan aldıkları Veda Hutbesi'ndeki mesaj vazifesini, İslami bir rahmet yağmuru gibi çağlara taşımışlardır.
(Arka Kapak)
Hepsini Göster