Falaka

Yazar
Ömer Seyfettin
Yayınevi
Kare Yayınları
Dil
Türkçe
Sayfa s.
143

Her sabah Çarşı Camii'nin arkasındaki harap zaptiye ahırlarının önünden, bir serçe sürüsü gibi, cıvıldayarak geçerdik. Mektep biraz daha ileride.. Alçak duvarlı, oldukça geniş bir avlunun ortasında idi. Bir kattı; etrafında yükselen büyük kestane ağaçlarının birbirine karışmış koyu gölgeleri bütün çatısını kaplardı. Biz daha avlunun kapısından girmeden Hoca Efendi'nin bulunup bulunmadığını, şöyle bir bakar anlardık:
- Abdurrahman - çelebi, gelmiş mi be?
- Gelmiş, gelmiş...
(Kitabın İçinden)


Kitaba sahip olanları ve isteyenleri sadece UKitap üyeleri görebilir.